Cavit Çağlar’ın Hulusi Turgut’a yazdırdığı anılar üzerinden başlayan tartışmalar geçtiğimiz hafta Tansu Çiller üzerine yoğunlaşmıştı. Çağlar Sözcü yazarı İpek Özbey ile röportajında da Çiller hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. DYP’yi Tansu Çiller’in değil eşinin yönettiğini ileri süren Çağlar, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller’in baraj altında kalmalarının bir sebebinin de kendisi olduğunu belirtti.
İpek Özbey’in “Türkiye’de 1 Nisan’dan sonra kartlar yeniden karılacak” başlıklı söyleşisinin ilgili bölümü şöyle:
TANSU ÇİLLER PARTİMİZİ BATIRDI
“■ Kitapta Tansu Çiller ile ilgili çok ayrıntı var. Memur maaşları her yerde yazıldı, çizildi, o yüzden sormuyorum. Çiller sizin hayatınızda bir pişmanlık mı?
Benim için pişmanlık değil, onu getiren ben değilim. Biz köylü partisi gibi görünüyorduk. Biraz şehirleşelim dedik. Bir kadının aramıza katılması, büyükşehirlerde vereceğimiz iyi bir mesajdı. Öyle tavsiye geldi. Fakat yanlış yapmışız. Hürriyet gazetesi ‘Leydi’nin topuk sesi’ dedi…
■ Sizce devleti nasıl idare etti?
O etmedi ki, kocası etti. Kim tayini varsa Özer Bey’e gidiyormuş, konuşuyormuş. Ben hep mesafeli oldum bunlara. Biz halkın partisiydik. Köylünün yanında, çiftçinin yanında, memurun yanında hep biz vardık.
■ Demirel çok öngörülü bir siyasetçiydi ama Demirel bile Çiller’i öngöremedi. Neden?
ANAP’ın başına Mesut Bey gelmişti, genç bir adam. Bizim taban da Çiller’e sarıldı. Bir kadın, lisanı var, eğitimi iyi, ekonomi hocası… Ama içi boşmuş, bomboş… Çöktürdü.
■ Siz niye aday olmadınız genel başkanlığa?
Köksal Toptan’a gittim, ‘Sizin kazanma imkânınız yok’ dedim, benim için çekilebileceğini söyledi. İsmet Sezgin’e gittim, ‘Yarın aday olacağım’ dedi. Ben esasında Hüsamettin Cindoruk aday olur, onun önüne geçmeyeyim diye aday olmadım. Ama Hüsamettin Bey tatile çıktı, bu işe bulaşmadı işte. Demirel de hiçbir şey demedi. Tansu Hanım ikisini de yendi. Türkiye’nin çimentosu olan bir partiydik biz, partimizi batırdı.
■ Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi yaşasaydı bugün tek adam iktidarına mahkûm kalır mıydık?
Burada sadece Çiller değil, Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu faktörleri de var, Tayyip Erdoğan’ın siyasi aklı da söz konusu değil mi? Tayyip Bey, Abdullah Gül Bey zamanı iyi kullandılar. En büyük hadise Tansu Hanım’la Mesut Bey’in TBMM’de kendilerini aklaması, mahkeme yolunu kapamasıdır. Bu kamuoyunda hoş görülmedi. Sonunda hepsi dipte, barajın altında kaldılar. Barajın altında kalma sebeplerinden biri de benim.
■ Nasıl?
Son iki seçimde Bursa’da bir güç unsuruyum. Türkiye’de bir gücüm var. Bursa’da 12 milletvekili var. 8’ini benim başını çektiğim liste kazanıyor devamlı. Biz Erbakan ile kurulacak koalisyona da karşı çıktık. Partiden ayrıldık, bağımsız kaldık. 2002 seçimlerine giderken bunlar bizimle temasa geçtiler. Tansu Hanım aradı, ‘Cavit’ciğim Bursa listesini yaptık, sana emanet’ dedi. Ben de ‘Tansu Hanım, içinde olmadığım listeyi bana niye emanet ediyorsunuz. Hadi güle güle’ dedim kapattım suratına. O günden sonra iyice koptuk zaten.”
(HABER MERKEZİ)